|
|
 |
|
GÜLERKEN DÜŞÜNÜN |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Sokrat Ölüme mahkum edildiğinde, eşi: - Haksız yere öldürülüyorsun, diye ağlamaya başlayınca, Sokrat: - Ne yani, demiş. Birde haklı yere mi öldürülseydim!
Sultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla: - 300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor, der. Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der: - Biz de onlara yaklaşıyoruz.
Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona: - Sen sır saklamayı bilir misin? diye sormuş. Vezir: - Evet hünkarım, bilirim dediğinde, Yavuz cevabı yapıştırmış: - Ben de bilirim.
Bir toplantıda bir genç, M. Akif'i küçük düsürmek için: - Afedersiniz, siz veteriner misiniz? demiş. M. Akif hiç istifini bozmadan şu cevabı vermiş: - Evet, biryeriniz mi ağrıyordu?
N.Fazıl Kısakürek,vapurla Kadıköye geçerken, yanına biri yaklaşıp: --Üstad, diye sormuş. Peygamberlere ne diye gerek duyuldu? Biz yolumuzu bulabilirdik. Necip Fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan: --Ne diye vapura bindin ki, cevabını vermiş. Yüzerek karşıya geçebilirdin.
Öğrenci; --Hocam,diye sormuş.İnsan,maymunun gelişmiş şeklidir diyorlar.Ne dersiniz? Seyid Ahmet Arvasi cevap vermiş. --O mantığa göre çınar ağacı da maydonozun gelişmiş şeklidir.
Lokman Hekime: --Hastalarımıza ne yedirelim? diye sorduklarında, şu cevabı vermiş: --Acı söz yedirmeyin de, ne yedirirseniz olur.
Alaaddin Başara: --Şeytan,niçin meyhaneye gidenlere vesvese vermiyor? diye sorduklarında: --Vermez tabi, demiş. Eğer verse kazayla camiye giderler.
|
|
|
|
|
|
Bugün 4 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı! |